Kibritçi Kız Özeti

Kibritçi kız kitap özeti! Bir yılbaşı gecesinde şehrin soğuğu sokakları kasıp kavuruyordu… Yolda hızlı hızlı yürüyen kadınlar, kürklü eldiven takmış adamlar, palto yakalarını kaldırmış adamlar evlerine doğru ilerliyorlardı. Bu insanlardan hiçbiri bir kapı kenarına büzüşüp duran, soğuk sebebi ile morarmış ayaklarını altına saklayarak bekleyen fakir küçük kızın varlığını bile fark etmediler.
Kar yağmaya devam ediyor ve hava soğukluğu artıyordu. Kar sabaha kadar yağmaya devam edecek gibi görünüyordu. Bulunduğu kapı kısmı çok soğuktu. Özellikle taş basamaklar buz gibiydi. Soğuk sebebi ile küçük kız ayaklarının yere yapışmasından korktu.
Ayakları çıplak olan küçük kızın az öncesinde ayaklarında eski bir çift terlik vardı. Bir caddede arabanın önünden geçmek isterken ayağından çıkan terliğin bir eşi ayağından çıkarak saplanan çamurun arasında kayboldu, diğer eşini ise bir çocuk kızın ayağından alıp kaçtı.
Sırtında olan yırtık hırkasına iyice sarıldı küçük kız. Bütün gün gezip durmasına rağmen tek bir kibrit bile satamamış ve hiç para kazanamamıştı. Bide üstüne eski püskü terliğinin biri çamurda kaybolmuştu diğerini ise bir çocuk alıp kaçmıştı.
Hiç para kazanmadan eve dönmeye çok korkuyordu. Orda gözüne kestirdiği bir kapının yanına oturdu. Soğuktan morarmış ayaklarını da altına aldı. Soğuk şiddetini iyice arttırmıştı. Elindeki kibritlerden bir tane yaksa ne güzel olurdu! En azından dönmüş parmaklarını birazda olsun ısıtabilirdi.

Soğuktan titreyen eli ile kibrit kutusundan bir kibrit almak istedi. Parmakları buz tuttuğu için kibriti tutmakta zorlandı. Zar zor çıkardığı bir kibriti duvara sürüp yakmayı başardı. Dönmüş elini kibritin alevine tuttu ve azda olsa ısındı. Kibritin o kadar tuhaf ışığı vardı ki kendini sıcacık bir odada, parıl parıl yanan bir soba karşında oturuyormuş gibi hissetti. Kibritin sönmesi ile hayalindeki o soba biranda kaybolup gitti.
Bir kibrit daha yaktı küçük kız. Tekrar hayale daldı. Bu defa içerde bir masa görünüyordu. Üzerinde beyaz örtü ve porselen tabaklar, içinde de çok lezzetli bir kaz kızartması vardı. Etrafında da bir sürü yemek çeşitleri. Tam sofraya doğru uzanmaya hazırlanan küçük kız, kibritin alevi sönünce gördüğü bütün masa, tabaklar, kaz kızartması ve çeşit çeşit yemekler kayboldu.
Bir tane daha kibrit yaktı küçük kız. Bu seferde kendini bir Noel ağacının altında oturur şekilde buldu. Bu ağaç geçen sene kasabada bulunan zengin tüccarın evine götürmüş olduğu ağaçtan çok daha güzeldi. Üzerinde de yanan mumlar vardı. Fakat kibritin sönmesi ile ağaçta bulunan mumlardan biri göğe yükseldi ve yay çizerek aşağı düştü. Küçük kız “ yine biri öldü “ diye geçirdi. Çok önceden ninesi söylemişti: düşen her yıldızla beraber biri ölürmüş.
Bir tane daha kibrit çakması ile beraber bu defa karşısında ninesini gördü.
“ Ah nineciğim seni seviyorum. Fakat kibrit bitince sen kaybolacaksın” diye söylendi.
Ninesini daha çok girmek isteyen küçük kız kibrit kutusunda olan kibritleri sırası ile yakmaya başladı. O güne kadar ninesini hiç bu kadar güzel görmemişti. Ninesi küçük kıza doğru gelmeye başlamıştı. Ninesi iyice yaklaştı ve küçük kızı kucağına alarak göklere doğru çıktı.
Ertesi gün sabahın ilk ışıkları ile beraber, gecenin şiddetli soğuğundan donup ölen küçük kibritçi kızın cansız bedenide ortaya çıktı. Soğuktan mosmor olmuş parmaklarının arasında duran boş kibrit kutusu ve hemen yanında duran yanmış kibritleri gören kişiler:
Yazık zavallı minik kız ısınmak için uğraşmış… dediler. Ama o insanlardan hiçbiri küçük kızın yakmış olduğu kibritlerin alevinde çok şahane şeyler ve çok sevdiği ninesini gördüğünü bilmiyorlardı. Okuyucuyu derinden etkileyen bu masalın etkisinden uzun süre kurtulmak mümkün olmayacak.
Kibritçi kız – Kitap Açıklaması
Kibritçi kızı unutmak mümkün mü?
Sadece bir kibritin alevinde kurulan hayaller…
1835 yılında yayınlandığından beri, kaç kuşak bu hikaye ile büyüdü kim bilir! Dünyaca ünlü Danimarkalı yazar Andersen’in, alışık olduğumuz diğer masallarının sonu mutlu biterken Kibritçi Kız, bir çok çocuğun hafızasına kazıdığı ve herkesi çok derinden etkileyen dramatik bir masal olmuştur. Ünlü klasikler arasında yer alana bu derinden etkileyici masal, Yapı Kredi Yayınları’nın Doğan Kardeş dizisinden yayımlandı. Çevirisini Tahsin Yücel, resimlerini ise Ayşın Delibaş Eroğlu yaptı.
İlginizi Çekebilir: